Akabe/Biat Mescidi’nin Konumu ve Tarihi Önemi
Akabe Mescidi Mekke-yi Mükerremede Mescid-i Haram’a yaklaşık 3 km uzaklıkta Mina bölgesinde Büyük şeytan (Cemre-i Kübra) yakınında bulunan bir mesciddir. Biat mescidi de denilmektedir. Akabe ve biat kelimelerinden de aşina olunduğu gibi bu mescidin olduğu bölge I. ve II. Akabe biatlarının gerçekleştiği yerdir.
Akabe biatları’nın yapıldığı dönemde (621-622 yılları) peygamber efendimiz sav. açık davete başlamış ve Mekke’de müşriklerin zulümlerine maruz kalmaktaydı. Hac mevsiminde Mina bölgesinde panayırlar kurulur ve Mekke bu dönemde ticaret merkezi olurdu. Peygamber efendimiz sav. de panayıra gelir ve başka yerlerden gelen misafirlere İslam’ı anlatırdı. Müşrikler de b daveti engellemek için peygamberimizin gitmediği çadırlara gidip “Bizim aramızda Muhammed diye bir deli vardır. Sizlere İslam diye bir şeyler anlatabilir ona inanmayın.” Şeklinde sözler sarfeder ve tüm güçleriyle bu daveti engellemeye çalışırlardı.
Hz. Peygamber (sav) nübüvvetin 11. Yılında (620) hac mevsiminde Yesrib (Medine) halkından bir grupla karşılaştı ve onlara İslam’ı anlattı. Hazrec kabilesinden olan bu 6 kişilik grup İslamiyet’i kabul edince Peygamber efendimiz onlardan kendisini Yesrib’de koruyup himaye etmelerini isteyip yesrib’de bu davetini anlatmalarını istedi. Onlar da Yesrib’de süregelen Evs- Hazrec savaşlarının bu din vasıtasıyla biteceğini ümit ettiklerini söyleyip seneye aynı yerde buluşmaya karar verdiler.
621 yılının Zilhicce ayına gelindiğinde Medine’de bu daveti duyan ve müslüman olanlar arasından 10 hazrecli ve 2 evsli peygamberimizle görüşmek üzere Mekke’ye geldiler. Burada, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayacaklarına, hırsızlık ve zina yapmayacaklarına, çocuklarını öldürmeyeceklerine, birbirlerine iftira etmeyeceklerine ve Peygamber Efendimiz’in emirlerine itaat edeceklerine dair biat ettiler. Bu olay, tarihe “Birinci Akabe Biatı” olarak geçti. Çünkü bu biat, savaşla ilgili herhangi bir maddeyi içermediğinden dolayı “Bey‘atü’n-nisâ” adıyla da anılmaktadır.
Resûlullah (s.a.s.), bu biattan sonra Mus‘ab bin Umeyr’i (r.a.) İslam’ı öğretmek üzere Yesrib’e gönderdi. Mus’ab’ın davetleri ve Yesrib önde gelenlerinin de Müslüman olmasıyla kısa sürede neredeyse tüm Yesrib Müslüman olmuştu. Bir yıl sonrasında 75 Yesribliden oluşan bir grup peygamber efendimize biat etmek için hac mevsiminde yine Akabe bölgesine geldiler.
Peygamber efendimiz Akabe’de buluşmaya amcası Abbas bin Abdulmuttalip ile geldi. Abbas, Yesriblilere Peygamber’in Mekke’deki konumunu anlatarak, onu Yesrib’e götürdüklerinde karşılaşacakları zorluklar hakkında uyarılarda bulundu. Yesribliler, bu sorumluluğun bilincinde olduklarını belirttiler ve Peygamber Efendimiz’e biat etmeye hazır olduklarını söylediler. Peygamberimiz, onlara Kur’an okudu, İslam’a olan bağlılıklarını güçlendirdi ve kendisine sadakatle bağlı kalacaklarına, canlarını ve mallarını onun uğrunda feda edeceklerine dair biat etmeye davet etti. Medineliler, bu şartlarla biat ettiler. Bu olay tarihte “İkinci Akabe Biatı” olarak bilinir ve savaşla ilgili maddeleri içermesi nedeniyle “Bey‘atü’l-harb” olarak da anılır.
Bu biattan sonra Peygamber Efendimiz, ashabına Yesrib’e hicret etmeleri için izin verdi ve kısa süre sonra kendisi de Hz. Ebû Bekir ile Medine’ye hicret etti. Bu olay, İslam tarihinin dönüm noktalarından biri oldu ve Medine dönemi böylece başlamış oldu.
Kaynaklar
AHMET ÖNKAL, “AKABE BİATLARI”, TDV İslâm Ansiklopedisi,